تذكير بمساهمة فاتح الموضوع :
Bu iş böyle değil/Bu iş böyle olmaz.
لَيْسَ الأَمْرُ كَذَلِكَ
Bu benim hatam değil.
لَيْسَتْ هَذِهِ غِلْطَتِي
Bu mükemmel bir söz.
هَذَا كَلاَم رَائِع
Ben bundan eminim.
أَنَا مُتَأَكِّدٌ مِنْ ذَلِكْ
Bu akıllı bir kimsenin kabul edeceği bir söz değildir.
هَلْ هَذَا كَلاَم يُقْبِلُهُ عَاقِلْ
Sen daha evvel görmüş gibiyim.
لَقَدْ رَأَيْتُكَ مِنْ قَبْلِ
Sen haklısın./Senin söylediğin doğrudur.
أَنْتَ عَلَى الحَقِّ
Seni görmek istiyorum.
أُرِيدُ أَنْ أَرَاكَ
Bu bana lazım değil.
هََذَا لاَ يَلْزَمُنِي
Sana rağmen...
عَلَى الرَّغْمِ مِنْكَ...
Şimdi değil!
لَيْسَ الآنَ!
Zannedersem./Zannıma göre.
عَلَى مَا أَظُنُّ
Hayatımda okuduğum en acayıp kitap
إِنَّهُ اَعْجَبُ كِتَابٌ قَرَأْتُهُ فِي حَيَاتِي
Durum, iş tasavvur edildiği gibi değil.
لَيْسَ الأَمْرُ كَمَا تَتَصَوَّرْ
O konu hakkinda konuşmaya vaktimiz yok
لاَ وَقْت لَدَيْنَا لِلْبَحْثِ
Ne söyledin? Söylediğini tekrar eder et.
مَاذَا قُلْتَ؟ أَعِدْ مَا قُلْتَهُ مَرَّةً أُخْرَى
Görüşümü sana önerdim.
إِقْتَرَحْتُ عَلَيْكَ رَأْيَتِي
Bu işi bana bırak.
دَعْ الأَمْرُ لِي
Hayatta kaldığım sürece sana müteşekkir kalacağım.
سَأَبْقَى مُتَشَكِّرًا لَكَ مَا حُيِّيْتُ
Bu doğrudur.
هَذَا مِنْ حَقٍّ
Ne yapabilirim acaba!
مَا العَمَلُ يَا تَرَى!
Sen burada emniyette değilsin.
لاَ أَمَانَ لَكْ
Sen, hoş bir adamsın.
أَنْتَ رَجُلٌ طَيِّبٌ
Bir kez daha düşün!
فَكِّرْ مَرَّةً أُخْرَى!
Ahmet, bu nezaman bitti?
مَتَى تَمَّ هَذَا يَا أَحْمَدُ؟
Bırak konuşsun.
رَعْهُ يَتَكَلَّمْ
Bunu bırakalım.
دَعْنَا مِنْ هَذَا
Nasıl denk gelirse.
كَيْفَمَا إِتَّفَقَ
Tartışmaya gerek yok.
لاَ دَاعِىَ لِلنَّزَاعِ
Bu, gündüz gibi açıktır./Durum gündüz gibi ortada.
هَذَا وَاضِحٌ كَا النَّهَارِ
Ne dediğini anlamıyorum.
لاَ أَفْهَمْ مَا تَقُُولُ
Mübalağa yapma!
لاَ تُبَالِغْ!
Vah ne yazık!
وَا أَسَفَاهْ!
Bu benim elimde değil.
لَيْسَ ذَلِكَ فِي يَدِي
Dediğin gibi olsun, kardeşim.
هُوَ مَا تَقُولُ يَا أَخِي
Kusura bakma, kardeşim.
لاَ تُؤَاخِذِينِي يَا أَخِي
Seni ilgilendirmez!/Sanane!
أَنْتَ مَا يَعْنِيكَ!
Ben hazırım.
فَأَنَا عَلَى إِسْتِعْدَادٍ
Bu iş böyle değil/Bu iş böyle olmaz.
لَيْسَ الأَمْرُ كَذَلِكَ
Bu benim hatam değil.
لَيْسَتْ هَذِهِ غِلْطَتِي
Bu mükemmel bir söz.
هَذَا كَلاَم رَائِع
Ben bundan eminim.
أَنَا مُتَأَكِّدٌ مِنْ ذَلِكْ
Bu akıllı bir kimsenin kabul edeceği bir söz değildir.
هَلْ هَذَا كَلاَم يُقْبِلُهُ عَاقِلْ
Sen daha evvel görmüş gibiyim.
لَقَدْ رَأَيْتُكَ مِنْ قَبْلِ
Sen haklısın./Senin söylediğin doğrudur.
أَنْتَ عَلَى الحَقِّ
Seni görmek istiyorum.
أُرِيدُ أَنْ أَرَاكَ
Bu bana lazım değil.
هََذَا لاَ يَلْزَمُنِي
Sana rağmen...
عَلَى الرَّغْمِ مِنْكَ...
Şimdi değil!
لَيْسَ الآنَ!
Zannedersem./Zannıma göre.
عَلَى مَا أَظُنُّ
Hayatımda okuduğum en acayıp kitap
إِنَّهُ اَعْجَبُ كِتَابٌ قَرَأْتُهُ فِي حَيَاتِي
Durum, iş tasavvur edildiği gibi değil.
لَيْسَ الأَمْرُ كَمَا تَتَصَوَّرْ
O konu hakkinda konuşmaya vaktimiz yok
لاَ وَقْت لَدَيْنَا لِلْبَحْثِ
Ne söyledin? Söylediğini tekrar eder et.
مَاذَا قُلْتَ؟ أَعِدْ مَا قُلْتَهُ مَرَّةً أُخْرَى
Görüşümü sana önerdim.
إِقْتَرَحْتُ عَلَيْكَ رَأْيَتِي
Bu işi bana bırak.
دَعْ الأَمْرُ لِي
Hayatta kaldığım sürece sana müteşekkir kalacağım.
سَأَبْقَى مُتَشَكِّرًا لَكَ مَا حُيِّيْتُ
Bu doğrudur.
هَذَا مِنْ حَقٍّ
Ne yapabilirim acaba!
مَا العَمَلُ يَا تَرَى!
Sen burada emniyette değilsin.
لاَ أَمَانَ لَكْ
Sen, hoş bir adamsın.
أَنْتَ رَجُلٌ طَيِّبٌ
Bir kez daha düşün!
فَكِّرْ مَرَّةً أُخْرَى!
Ahmet, bu nezaman bitti?
مَتَى تَمَّ هَذَا يَا أَحْمَدُ؟
Bırak konuşsun.
رَعْهُ يَتَكَلَّمْ
Bunu bırakalım.
دَعْنَا مِنْ هَذَا
Nasıl denk gelirse.
كَيْفَمَا إِتَّفَقَ
Tartışmaya gerek yok.
لاَ دَاعِىَ لِلنَّزَاعِ
Bu, gündüz gibi açıktır./Durum gündüz gibi ortada.
هَذَا وَاضِحٌ كَا النَّهَارِ
Ne dediğini anlamıyorum.
لاَ أَفْهَمْ مَا تَقُُولُ
Mübalağa yapma!
لاَ تُبَالِغْ!
Vah ne yazık!
وَا أَسَفَاهْ!
Bu benim elimde değil.
لَيْسَ ذَلِكَ فِي يَدِي
Dediğin gibi olsun, kardeşim.
هُوَ مَا تَقُولُ يَا أَخِي
Kusura bakma, kardeşim.
لاَ تُؤَاخِذِينِي يَا أَخِي
Seni ilgilendirmez!/Sanane!
أَنْتَ مَا يَعْنِيكَ!
Ben hazırım.
فَأَنَا عَلَى إِسْتِعْدَادٍ